Menü

Kayık (Şeytan Uçurtması)

     Kayık veya diğer bir adı ile şeytan uçurtması, kargılı uçurgan yapamayan küçük çocukların oyuncağı olara hatırlıyorum. Daha  çok 9-10 yaşlarında çocuklar, yapımı kolay olduğu için kayık uçurtmayı tercih ederlerdi. Malzemesi eski defterlerin ortasından koparılan çift yaprak kağıt ve ipten oluşmakta idi. Ama en zor olanı, ipi temin  etmekti. Zira küçük uçurtma olduğu için hafif ip kullanmak gerekiyordu ve sandık ipi bu iş için uygun değildi. En uygun ip, her evde değişik renklerde bulunan, anne ve ablalarımızın boncuklu işlemekte kullandığı naylon dikiş ipleri idi. İp isteğimizi büyüklerimiz sürekli olumsuz cevapladıkları için bu ipleri de büyüklerimizin haberi olmadan temin  ederdik. Bu temin olayını, hırsızlık gibi düşünenleriniz olabilir ama hiçbir zaman kayığı uçururken büyüklerimizden sen bu ipi nerden buldun sorusu ile de karşılaşmazdık. Onlarda biliyordu nasıl temin ettiğimizi de olayı fazla abartmamamızı istedikleri için sürekli olumsuz cevap veriyorlardı. Şimdi önemsiz gibi gözükse de o zamanlar o ipleri temin etmek büyüklerimiz için epey bir zordu. Hem ekonomik nedenler hem de istedikleri zaman gidip alamama gibi zorlukları vardı.
 Eski defter var mı diye baktım ama bulamadım. Bu yüzden kayığı yaparken A4 kağıdı kullandım. O zaman A4 gibi teknik terimlerimiz yoktu. Çizgili veya çizgisiz parşömen kağıdı olarak adlandırırdık bu tür kağıtları. Tabi lazım olduğunda bakkaldan tane ile satın aldığımız için kayık yapmak için bu tür kağıtları kullanmak lüks sayılırdı bizim için. Kayık yapmak için kareli büyük boy harita-metot defterleri en uygun defterlerdi. Onu da zor buluyorduk diyeceğim çünkü öyle hatırlıyorum ama şimdi bir çoklarınız bu kadar da yokluk demagojisi yapılmaz gibi mırıldanır gibi olduğunuzu düşünmeden edemeyeceğim.Lise yıllarında matematik defteri olarak kullanmaya başlamıştım ilk defa büyük boy hareli harita-metot defterini. .bu tip defterlere ilk defa lise yıllarında sahip oldum. İlkokul yıllarında standart matematik defterimiz, çizgisiz ve saman kağıdından yapılmış sarı defterlerdi. O kadara çok örnek çözermişiz ki, en kalın ve yaprak sayısı en fazla olan defterlerimizdi onlar. Keşke şimdi ki öğrencilerin defterleri böyle olsa demekten de kendimi alamıyorum. Şimdilerde göz sağlığı, gösteriş filan derken defterler epey kaliteli oldu. Bu sefer de öğrencilerin kalitesinin düştüğünü düşünüyorum. Hepsinin düştü diye söylemem, zeki ve çalışkan çocuklarımıza haksızlık olur ama büyük çoğunluğunun olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.


Bu kadar nostaljiden sonra yapım aşamalarına geleyim. İlk olarak soldaki resimde görüldüğü gibi kağıdımızı katlıyoruz. İyi ki fotoğraf makinesi var, iyi ki kullanmasını biliyorum. Bu durumu anlatacak dil zenginliğine sahip değilim sanırım. "Şekilde görüldüğü gibi" demek ne kadar kolay.


Bir sonraki aşamada kağıdı aşağıdaki katlayıp, fazlalık kısmı koparmaya geldi. Bunu genelde katlama yerini iyi belirginleştirerek herhangi bir araç kullanmadan elimizle yırtardık. Düzgün olmasında ısrarlı olanlar keskin bir bıçak ile fazlalık olan kısmı alırken bıçakla beceremeyen daha küçük çocuklar makasla keserlerdi fazla kısmı. En ilginci ise herhangi bir araç kullanmadan yırtma işlemini yapanlar bunu başaramadıklarından katlama yerini dilleri ile ıslatarak oranın direnci azaltırlardı. Böyle elle yırtma işlemi daha kolay olur ama o kenar biraz tırtıklı kalırdı.



Yukarı şekilde katlamalar yaıldığında kayığımızın göüntü yavaş yavaş ortaya çıkmış oluyor. Şimdi gerekli yerlerde delikler açıp kuyruk ve terazi iplerini bağlayacağız.
 

İpleri bağlayacağız deliklerin yerlerini şekillerde görüldüğü gibi açıyorduk. Tabi o zaman böyle süslü makaslarımız yoktu. bazen makas olmadan ellerimiz ve ağzımızla açardık o delikleri.


Niye şeytan uçurtması adını vermişler bunu hala çözmüş değilim. Acaba görüntüsünden mi çağrışım yaptı da böyle bir isim taktılar bilemiyorum. Katları açtığımızda yandaki görüntü ortaya çıkıyor. Terazi ipini ve kuyruğunu bağladığımızda uçmaya hazır hale gelecek kayığımız.